Bu bölümdeki başımıza gelen bir zarar veya kötü bir olay sonucunda çekmek zorunda kaldığımız acıları kalbimize gömüp hayata kaldığımız yerden devam etmeye mecbur olduğumuz sineye çekmek deyimi ile ilgili kompozisyon yazısını inceleyip fikir edinebilirsiniz.
Sineye çekmek ifadesi çoğunlukla hiç istemediğimiz acı verici olaylar karşısında yaşadığımız üzüntüleri içimize atıp bu durumu kabullenmektir. Bazen karşımızdaki kişinin bize yaşattığı acı ve kötülüklere katlanmak demektir. Bazen de maddi bir zarara uğrama anında çekilen çileye sabır göstermektir. Yani üzülen taraf biz olmamıza rağmen bağrımıza taş basıp bu acılara katlanıyoruz.
Bazı sevdiğimiz insanlar bizi üzer, kırar sonra da hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam eder. Onların bu umursamaz tavırları canımızı çok yakar ama bazı şeylerin hatırına ses etmeyiz, bu durumu idare etmeye çalışırız.
İnsanların kötülüğü hiç bitmez. En sevdiğiniz yakınlarınız bile öyle zamanlar gelir ki taş kalpli kesilip sizi yabancılardan daha çok yıpratır. Onların bu kötü tutumları karşısında adeta eziyet çekersiniz. Belki tadınız tuzunuz kaçmasın, olay çok büyümesin diye meseleyi görmezden gelip buna katlanmayı tercih edersiniz.
Aslında canı yanan, her geçen gün daha çok yıpranan siz olursunuz. Fakat karşı tarafta bir düzelme göremeyince üzüldüğünüz yanınıza kar kalır. Dolayısıyla hayat acımasızdır. İnsana en çok zarar veren yine kendi türünden insandır. Ortada istenmeyen bir durum söz konusudur. İçinde bulunduğunuz koşullar gereği bu zülme katlanmak zorunda kalırsınız.
Özetle insanların yeri geldiğinde ne kadar zalim olduğunu kabullenmek gerekiyor. İster yakınlarınız ister başkaları olsun birisiyle sorun yaşadığınızda zarara uğyayıp bunu kabullenmek zorunda kalabilirsiniz. Yaşanan olay belki dayanması çok güç büyük bir acıya neden olmuştur. Şartlar gereği bu kötü durumu kabullenip ister istemez ona katlandığınızda bu derin üzüntüye neden olan durumu sineye çekmiş olursunuz.