Bu bölümdeki hikaye örneğini inceleyerek gözünde tütmek ve hasret gidermek deyimiyle ilgili hikaye yazarken fikir alabilirsiniz. Başlık: Gökalp'in Büyük Özlemi.
Babası beden eğitimi öğretmeni olan Gökalp ortaokula başladığı bu sene daha önce hiç yaşamadığı bir ayrılık yaşadı. Babası hentbol antrenörü olduğu için yıldız takımı çıkarmıştı ve şehrini temsil etmek için Yozgat'as bir haftalığına hentbol turnuvasına gitmişti.
Gökalp babasını çok seviyordu. Daha önce hiç ondan ayrıl kalmamıştı. Babası ona yakın arkadaş gibiydi. Her derdine bir çare bulurdu. En önemlisi de onu çok sever ve nereye gitse yanında götürürdü. Fakat Gökalp'in okulu olduğundan bu sefer şehir dışına gitmesi mümkün değildi. Babası gittikten sonra onu çok özlüyordu. Her gün sık sık telefon ediyor, babasıyla görüntülü konuşuyordu.
Ayrılığın içindeki özlemi ne kadar büyüttüğünü bu yaşta anlamıştı. Gözünde tütmek deyimini okulda işlediği metinden biliyordu ama bu kez kendi hayatında bu deyimin anlamına uygun bir yaşantısı olmuştu. Dört gözle babasının gelmesini bekliyordu. Şimdi annesi onunla ilgilense de babasının yeri onda ayrıydı.
Aradan bir hafta geçti. Babası son görüştüğünde yola çıkmış eve dönüyordu. Gökalp sevinçten çok heyecanlıydı. Babasına kavuşacağı anın hayaliyle uyuyordu. Hatta bu sabah kalktığında annesine babama bir sürpriz yapalım diye bir fikir sundu. Sürprize göre annesi babasının çok sevdiği ıslak kek yapacak, Gökalp de kekin üzerine mumlar koyacak. Babası eve girince ışıklar kapalı vaziyette olacaktı. İçeri girince ona hoş geldin diye nidalar atacaktı. Sonra da mumları yakıp babasından üflemesini isteyecekti. Annesi oğlunun bu eğlenceli fikrine tamam dedi.
Akşam oldu olmasına ama Gökalp için saatler yıldan farksızdı. Zaman geçti ve babası evin önünde göründü. Perdenin arkasından gizlice onun geldiğini gören Gökalp hemen ışıkları söndürdü. Annesine ses çıkarmayalım diyerek kapının oraya yöneldi. Zil çalınca sessizce kapıyı açtı ve babası içeri adım atar atmaz hoş geldin baba diyerek boynuna sarıldı. Artık hasret girme zamanıydı. Doya doya babasına sarıldı. O kadar mutluydu ki ayakları yerden eksilmiş vaziyyetteydi.
Daha sonra annesi ışıkları açtı. Babası eşyalarını odaya koydu. elini yüzünü yıkadı ve mutfağa geldi. Hep beraber yemeklerini yediler. Gökalp yemek masasında babasından turnuva hakkında bilgi aldı. Annesi de çayı demlemişti. O sırada Gökalp balkona çıkıp ıslak kekin mumlarını yakıp kekle beraber içeri girdi. Babasına mumları üfletti. Bu sürpriz karşısında babası da çok sevindi. Gökalp işçin artık her şey tamdı. Babasının yokluğun ona özlemle birlikte böyle farklı ve çok güzel yaşattı.