Bu bölümdeki metni inceleyerek açık yaraya tuz ekilmez atasözü ile ilgili kompozisyon yazısı adına kısaca fikir edinebilirsiniz.
Bir insan çok yakın bir zamanda acı bir olay yaşamıştır. Üzüntüsü çok büyük, yarası çok derin ve tazedir. Böyle üzüntüsü henüz çok taze olan birini üzecek, şekilde sözler söylemekten, onları daha çok yaralayacak davranışlarda bulunmaktan kaçınmalıyız.
Mesela bir yakını daha yeni kaybetmiş, birkaç gündür onun yasını tutan birinin acısı daha çok tazedir. Kabuk bile bağlamamıştır. Biz gidip de ona olur olmaz laflar edip, ölen kişinin arkasından kötü konuşup da üzüntü çeken insanın acısını daha da artırmamalıyız. Bu zaten insanlığa da yakışmayan bir tutumdur. İşte bir kaza yaşanır, deprem olur, birinin evinde yangın çıkabilir, bir yakını ani kalp krizi ile ölebilir. Ya da küçük bir çocuğunu bir trafik kazasında kaybedebilir. Bu tür istenmeyen ama insanı çok üzen olaylar gümlük hayatta yaşanabiliyor. Böyle bir durumda insanların acısı ilk günlerde çok büyük oluyor. Acısı taze olan birini daha çok üzecek şekilde davranmak da hiç hoş değildir.
Acının taze olması demek insanı çok deriden üzen olayın üstünden henüz çok zaman geçmemesi, daha yeni yaşanmış olması demektir. Zaman geçtikçe insan bu acı olaya alışıyor, yaraları giderek iyileşiyor. Ama ilk günler bu acı o kadar büyük ve etkili oluyor ki kişinin aklı başında bile olmuyor. Zaten o kişi her kimse feleğin sillesini yemiş. Canı çok acır vaziyette yaşama tutunmaya çalışırken yanlış bir söz veya da uygunsuz bir davranış onun daha çok yıkılmasına neden olacaktır.
Sonuç olarak çok kötü bir olay yaşamış veya yakınlarından birinin başına kötü bir şey geçmiş birinin daha ilk saatlerde başından büyük derdi vardır. Adamın zaten canı yanmış, büyük acı çekiyor. Onun yaşadığı acının, travmanın tarifi yoktur. Böyle bir durumda gidip ona bir de biz darbe vurmamalıyız. Lafımıza, sözümüze, davranışlarımıza dikkat edip çekidüzen vermeliyiz.