Bu bölümdeki yazıyı incelediğiniz sırada ay görmüşün yıldıza minneti yoktur ile ilgili kompozisyon için fikir edineceksiniz.
Minnet dediğimiz şey gönül borcu duymaktır. Peki insan nelere karşı kendini borçlu hisseder? Bizim için önem derecesi büyük olan şeylere karşı minnet duyarız. Onun gözümüzde yeri büyüktür. Fakat ondan daha üstün bir şeyle karşılaştığımızda artık öncekinin kıymeti azalır.
Ay görmek daha üstün ve iyi olan şeylere erişebilme imkanına sahip olmaktır. Yıldız ise önceden ulaştığımız fakat daha sıradan olan bir şeydir. İnsanın gönlünden sıradan olanlar ve üstün olanlara verdiği önem de elbette farklı olacaktır. Sıradan hale gelen bir şey bizim için artık önemsiz olurken, daha üstün olan şeylere ise daha çok değer veririz.
Hayatta ilgimize göre birçok farklı imkan vardır. Önceden hayatımızda önemli olan bir şey onun daha iyisini bulduğumuzda eski önemini yitirir. Örnek verirsek eskiden Nokia 3310 telefonlar vardı. İlk çıktığında bütün insanların gözdesiydi. Biz de Nokia telefon sahibi olduk ve ona çok önem veriyorduk. Şimdi ise Nokia marka telefonların esamesi okunmuyor. Çünkü günümüzde telefonların akıllı olanları üretildi ve dokunmatik özelliği var. Kamera, ses ve daha birçok özellik bakımından çok daha üstün olan bu telefonları alabiliyoruz. Şimdi alanında en iyisine ulaşma imkanına kavuştuk. Bu durumda eski telefonlar ilgi görmüyor. Demek istediğim kullandığımız bir şey eskiyip de daha iyi özelliğe sahip olanlar çıktığında ilgimiz yenisine yöneliyor.
Sonuç olarak ilgi gösterme ve değer verme olayı hayatımızdaki her şeyde kendini belli ediyor. Kullandığımız arabanın daha üstün olanı çıktığında onu almaya çalışıyoruz. O bizim için daha önemli hale geliyor. Yine her konuda önceden önem verdiğimiz bir şeyden daha iyisi çıkınca artık o bizim için daha özel ve kıymetli bir şey oluyor. Aklınıza ne gelirse, her şey için bu böyledir.