Kendinizi ormanda yaşayan bir ağaç olarak düşününüz.

Kendinizi ormanda yaşayan bir ağaç olarak düşününüz. Size nasıl davranılmasını isterdiniz? Anlatınız.

Ormanda yaşayan ve konuşma özelliğine sahip olmayan, bulunduğu yerde etrafı ve insanların neler yaptıklarını izleyen bir ağaç olsaydım, bana kıymet verilen bir varlık anlayışıyla davranılmasını isterdim. Çünkü ben bir ağaç olarak insanların soluduğu havayı temizleye katkı sağlıyorum. Yağış anında erozyonu toprak kaymasını önlemeye yardımcı oluyorum.

Bana ilgi gösterilmesini, su ihtiyacım olduğunda suyumun verilmesini isterdim. Bununla birlikte beni kimsenin kesmesini istemezdim. Ormanda piknik yapan insanların bizim altımızda oturması, onlara gölge olmak hoşuma giderdi ancak piknik atıklarını toplamalarını, bizi yakmaya neden olacak cam şişe, köz gibi şeyleri söndürmelerini isterdim.

Ormandaki sessiz sedasız, kimseye bir zararı olmayan bir ağaç olarak bana insan gibi değer verilmesini beklerdim. Biz insanlar gibi harekete demiyoruz, yürüyemiyor ve konuşamıyoruz ama doğaya, canlılara en çok da insanlara faydamız dokunuyor. Bu yüzden bizi el üstünde tutmaları gerektiğini düşünüyorum. Ben bir ağaç olarak benim gibi diğer bütün ağaçların korunmasını isterdim. Biz ağaçlar korunması, sahip çıkılması, bakımının yapılması ve daha da çoğaltılması gereken kıymetli varlıklarız diyorum.

Kısacası kendimi ormanda yaşayan bir ağaç olarak düşündüğümde insanların beni önemsemesini isterim. Bizim için tehlike olan davranışlar arazi açmak veya başka bir nedenden dolayı kesilme, orman yangına yol açma, susuzluktan kuruma gibi risklerdir. Bunlara karşı insanların önlem almasını isterdim. Bize doğaya hayat veren, havayı temizleyen özelliğimizle sahip çıkmalarını isterdim.