Bu yazımızda körler memleketinde şaşılar padişah olur kompozisyon konusuna kısaca değinmeyi düşündük.
Bir yerde bilgisiz insanların sayısı çok olup da aralarında onlara göre azıcık bilgili olan zirveye çıkar. Yani o topluluğu yöneten birey konumuna gelir. Nitelik bakımından çoğunluğu kötü olduğu bir yerde onlara göre biraz daha iyi denebilecek biri varsa o topluluğun baş tacı edilir. Demek ki önemli bir becerinin, iyi bir özeliğin hiç kimsede olmadığı bir çevrede sizi onlardan ayıran iyi bir özelliğiniz varsa bu anlamda başa geçer, değer görürsünüz.
Mesela bir okulda deneme sınavı yapılıyor. Okulun genel ortalamasına bakıldığından not ortalamasının çok düşük olduğunu düşünelim. Bunlar arasından bir öğrenci diğerlerine göre biraz daha yüksek puan alırsa okul birinci ilan edilecek ve törende alkışlanacaktır. Aslında onun puanı da düşüktür ama orada öğrenim gören diğer öğrencilerle kıyaslandığında bir adım öndedir. Bu yüzden okul idaresi o öğrenciyi el üstünde tutabilir. Bu okul başka okullara puan olarak karşılaştırılsa seviyenin düşük olduğu fark edilir. Ama içinde bulunduğumuz ortamın kötü olması bazılarımızı öne çıkarır.
Sonuç olarak körler memleketinde şaşıların padişah olması, öyle görülmesi, kötünün iyisi olmak demektir. Dolayısıyla bulunduğumuz yerdeki insanların zeka seviyesi, davranış kalıpları, birçok beceriye sahip olmaları gibi etkenler bizim saygınlığımızın derecesini belirlemektedir. Eğer yanınızdaki insanlardan hiç kimse bir enstrüman çalamıyor da sadece siz bu işten anlıyorsanız, orada sanatçı ilan edilebilirsiniz. Çünkü çevrenizde bu yeteneğe, beceriye vakıf olan bir kişi bile yoktur. Dolayısıyla başkalarında bulunmayan bir beceriye sahip olma kişinin adını ön plana çıkarır.