Bu sayfada uzun konuşanı kısa dinlemek lazım cümlesi ile ilgili kompozisyon konusuna kısaca değineceğiz.
İnsanlar bir araya gelince konuşma ve dinleme durumları kendiliğinden ortaya çıkar. Bu karşılıklı etkileşimde önemli olan her iki tarafın da memnun kalmasıdır. Tamam, biri karşımızda konuşuyor, onu dinlemeliyiz ama bu konuşma çok uzun sürerse o zaman sıkılırız. Bazı kimseler lafı uzattıkça uzatırlar. Belki karakterleri böyledir ama karşıdakini de anlamak lazım diyorum.
Öncelik dinleyen kişide olmalıdır. Trafikte dikkate alınması veya yol verilmesi gerekenler yayalar olur. Buna benzer şekilde konuşlan ve dinleyen arasında da dikkate alınacak, göz önünde bulundurulacak dinleyen kişinin sıkılma ihtimalidir. BU ihtimali önemsediğimiz zaman konuşmayı kısa tutmaya çalışırız. Çünkü konuşma ne kadar kısa ve etkili olursa dinleyici rolündeki insan da bu konuşmadan keyfi alır ve haliyle sıkılmaz. Şayet konuşan taraf dinleyici olana saygı duymayıp uzun konulmayı sürdürürse karşısındaki kişi bundan rahatsız olur ve bir daha ona bu şansı vermeyebilir.
Özetle bir konuşmanın kısa süreli olması onu etkili kıldığı gibi dinleyenin de bundan faydalanması daha kolay olacaktır. Çünkü dinleyen taraf sıkılırsa karşısında ne konuşulursa konuşulsun dikkatini oraya veremez. Sadece dinliyormuş gibi görünür. Kafasını sallayarak konuşanı anlıyormuş tavrı sergiler. Oysa içinden sıkılır. Biz de bir insan ya da topluluk karşısında konuşmak durumunda kalırsak sözü kısa tutmalı ve dinleyicilerin ruh halini önemsediğimizi belli etmeliyiz.