Bu yazımızda "Anlayışlı olan anlar, bilgili olan bilir; bilen ve anlayan her vakit dileğine kavuşur." sözünde ne anlatılmak istenmiştir diye araştıranlara için bu sözün anlamının ne demek olduğunu açıklayacağız.
İnsanların iletişim kurduğu anlarda anlayışlı veya bilgili olması iletişimin niteliğine doğrudan yansır. Şimdi düşünelim iletişimde öncelikle kendimizi karşı tarafa ifade etme vardır. Karşı taraf anlayışlıysa halimizden anlar. Bilgili bir insan ise çok şeyi bilir ve bize yol gösterebilir. Bunlar iletişim doğru ve amacına uygun gerçekleşmesini sağlayan unsurlardır.
Doğru iletişim kurmada bilen ve anlayan olmak lazımdır. Her iki özelliğe sahip kişilerle iletişim kurmak çok daha güzel olacaktır. Çünkü onlar hem bizi daha iyi anlayacak hem de kafamızın karışık olduğu hallerde bilgisiyle bize rehber olacaktır. İşte bu yüzden anlayışlı olmak ve çok şey bilmek bir insanda bulunması gereken temel meziyetlerin başında gelir. Dolayısıyla iletişim için bütün mesele bilmek ve anlamaktır. Bunun dışında kurulan iletişimlerin bir faydası olmayacağı açıkça görülmektedir.
İletişim sürecinin sağlıklı olması herkes için büyük öneme sahiptir. Bu aşamada insanların bakış açıları anlayışlılık düzeyleri, bilgili olmaları da iletişime etki eder. O yüzden en başta anlayışlı olmak gerekiyor. Siz derdinizi, birine anlattığınızda karşıdaki kişi anlayışsız biriyse ona ne söyleseniz boşuna konuşmuş olursunuz. Söyledikleriniz havada kalır. Onca dil döktüğünüz boşa gider. İnsanların anlayışlı olanıyla iletişim güzeldir. Yoksa ağzınızı açmaya bile değmez.