Bu bölümde örnek olarak yazdığımız umudunu kaybetmemek ile ilgili hikaye metnini inceleyerek konuyla ilgili kısaca fikir edinebilirsiniz.
Elif ve İkra diye iki çok yakın arkadaş kız varmış. Aralarında hiç küslük olmazmış. 1. sınıftan beri hiç ayrılmamışlar. Girdikleri yazılılarda zaman zaman düşük not aldıkları gibi bazen de yüksek not alıyorlarmış. Elif her şeyi çabucak anlarken İkra biraz geç anlıyormuş. Bu yüzden İkra'nın ders notları daha zayıfmış.
Sınavlar okununca Elif'in yüzü gülerken İkra genelde bir köşede ağlıyormuş. Çünkü dersteki konuları çok anlamadığı için düşük almasına üzülüyormuş. Elif, İkra'yı umudunu kaybetmemek konusunda sürekli teselli ediyormuş. Fakat İkra her düşük aldığında daha çok çalışmaya başlamış. Hatta bir gün 7. sınıfta okurken matematik yazılısı olmuşlar. İkra da, Elif de çok düşük almış. Fakat yapacak bir şey olmadığını biliyorlarmış. Özellikle İkra bu notlar karşısında hayata küsme noktasına kadar gelerek umutsuzluğa kapılmış. Elif kendisi de düşük almasına rağmen ona destek olarak moral vermiş. İki arkadaş birlikte oturup iyice düşünüp taşınmışlar. Biz şimdi umudumuzu kaybedersek zaten hayatta hiçbir zaman mutlu olamayız diyerek hayata anlam katan, başarı getiren tek duygunun umut olduğu noktasında birleşmişler. O günden sonra umutlarını hiç kesmemişler. Kendilerine daha çok inanmaya başlamışlar. Bir gün iyi bir meslekte olacaklarını akıllarından hiç çıkarmamışlar.
Yıllar sonra bu iki kızımız okumuş, umutlarına sarılmışlar. İkisi de artık birer meslek sahibi olmuş. Elif avukat olmuş, İkra ise okul öncesi öğretmeni olmuş. İlk maaşlarını alınca bir çay bahçesine gidip sohbet etmişler. Eski günlerini, çektikleri zorlukları, zayıf aldıkları notları hepsini anlatmışlar birbirlerine. Bir de şimdiki hallerine bakınca iyi ki umudumuzu kaybetmemişiz. Bize bu başarıyı getiren aslında umutlu bir şekilde çalışmakmış, demişler.
Etiketler:
Hikayeler