Bu bölümü incelediğinizde tüccarın malı temiz olsa yol üzerinde kendisi yer sözünün anlamı nedir konusunda kompozisyon yazacak kadar fikir edinmiş olacaksınız.
Bir tüccar elindeki malın kötü veya bozuk olduğunu fark ettiğinde onu hemen elden çıkarmak ister. Müşteriler gelir, onlara bir şey söylemez. Ama bu malın iyi olduğunu falan ticaret ağzıyla anlatmaya çalışır. Zaten iyi mal olsa onu kendine ayırır ama temiz olmayan bir malın hemen satılması tüccarın işine gelir. Dolayısıyla kendi eliyle ürettiği mallar tüccarın beğendiği ve kaliteli gördüğü mallar olunca onları kendisi değerlendirmek ister.
Tüccarların çoğu geçimini ticaretle sağladığı için bazen hileye, yalan dolana kaçar. Müşteri memnuniyetinden çok ellerindeki kötü malların satılması onlara göre daha iyidir. Bu anlamda vitrine iyi ve güzel görünen malları koyarlar. Yoldan gelip geçenler bu mal iyiymiş diyerek onlardan almaya çalışır. Bu biraz tüccarın başvurduğu sahtekarlıktır. Bu durum biraz yırtık paranın müşteriye verilmesine benzer. Hani bazen bir şey alırız para üstü olarak eski, yıpranış veya bantlı bir para veriler. Bunun nedeni bunu elden çıkarmaktadır. Çünkü o elinde kalsa belki de başına bela olacak. En iyisi vereyim de kurtulayım şeklinde düşünürler. Bir malı ısrarla atmaya çalışan bir tüccarın bu tavrı o malın temiz ve kaliteli olmadığını gösterir.
İşte tüccarlar için insanların hoşnutluğu çok önemsenmeyen bir şeydir. Onlar çıkarları ve işine geldiği gibi davranır. Bundan da pek utanmazlar. İyi olan bir şey olsa elbette tüccar bunu kendi adına kullanır ama kötü olan mallar onların gözünde bir an önce elden çıkarılması yani satılması gereken mallardır. Bu yüzden beğendiği, içine sinen, iyi mal olduğunu düşündüğü malları satmaya pek niyetli olmaz.