Işık, aydınlık, karanlık, aydınlatma ile ilgili hikaye yazınız. (3. sınıf)
Hakan henüz küçük yaşta olduğundan tasarrufun önemini bilmiyordu. Bu yüzden istemsizce ışıkları boşa yakıyordu. Kendi odasında olmasa da ışığı açık bırakıyordu. Kardeşi Sinem ise daha tutumlu bir çocuktu. O, ışığın gereksiz yere açık bırakılmasına karşıydı. Evde kimse olmadığı zamanlarda bile ışıkları hiç açmıyordu. Bazen karanlıkta bile oturduğu oluyordu.
Sinem ışığın boş yere yakılmasıyla faturaların kabarık geleceğini biliyordu. Bu konuda çok titiz biriydi. Hakan ona bakınca bazen çok şaşırıyordu. Neden bu kadar hassa olduğunu anlamaya çalışıyordu. Bir gün Sinem okuldan dönünce ödevini yapmak için odasına geçti. Ödev konusu aydınlatmanın önemiyle ilgiliydi. Birkaç saat boyunca karanlıkta kalacak ve daha sonra ışığı bulacaktı. İlk kez böyle bir şeyi bulup yakınca aydınlatmanın ne kadar gerekli bir şey olduğuna dair birkaç sayfalık bir yazı hazırlayacaktı. Hakan bu ödevi duyunca çılgına döndü. Siz aklınızı mı yitirdiniz diye çıkıştı. Sinem ise onu anlayışla karşılamayı seviyordu. Çünkü o daha çok küçüktü. Bunları anlamsı için biraz daha büyümesine gerek vardı. O da bundan dolayı kardeşine hep sevecen davranıyordu.
Sinem odasında birkaç saat sessizce karanlıkta kaldı. Bu sırada henüz ışık icat edilmemiş gibi normal hayatına devam ediyordu. Daha sonra kendi yaptığı bir düzenekle aydınlat aracı olan ışı buldu. Onu yaktığında ise her taraf aydınlık oldu. Çok heyecanlıydı. Deneyi gereği ışığı o bulmuş ve insanlığa önemli bir hizmet yapmıştı. Sevincinden gözleri parlıyordu. Okula gittiğinde sunumunu yaptı. Herkes tarafından çok beğenilen bu çalışma ile ışığın, aydınlatmanın önemi bir kez daha anlaşıldı.