Bu bölümü tamamladığınızda armut dalının dibine düşer ile ilgili kompozisyon yazacak düzeye ulaşacaksınız.
Bir armut kendi büyüğü ağacın altına düşmesi onun kendi yuvasından dalından, budağından uzaklaşamayacağını gösterir. Yere düşmüş ile olsa büyüdüğü dalın hemen altındadır. Bundan sonra da aynı yerde olmaya devam edecektir. İnsanlar da aslında armut gibidir. Bir çocuk ne kadar uzağa gitse bile ailesinden tam olarak kopamaz. Hatta huy özelliklerinde ailesinden izler görebiliriz.
Mesela insanlar hakkında konuşurken babasına çekmiş, aynı annesi gibi falan derler. Bu tür konuşmaların içeriğine baktığımızda bir insanı ailesiyle aynı özeliklere sahip olacağını anlarız. Bir huyu olmasa bir başka huyu aileden birine mutlaka benzer. Çünkü o insan ailesiyle aynı evde yetişmiş, onlarla sürekli aynı havayı solumuş olduğu için davranışları, tutumları, üslubu da aile bireyleriyle benzerlik gösterecektir. Mesela trafikte araç sürerken sürekli birilerini sollamaya çalışan bir babanın oğlu da araba sürdüğünde bu davranışı gösterebilir. Üşengeç bir annenin çocukları da üşengeç olabilir. Bir tamircide çalışan çırak ustasının hal ve hareketlerinden izler kapar. Kendisi de onun gibi olmaya başlar. Bunlar aynı evde sürekli olmanın verdiği ortak yönlerdir.
Sonuç olarak çocuk ailesine,çeker. Çıraklar da onları eğiten ustalarının davranışlarını farkında olmadan benimser. Dolayısıyla hep aynı yerde kalan, çalışan insanların tavırlarında karşılıklı bir etkileşim söz konusudur. Bu etkileşim sürekli aynı yerde olmanın, beraber vakit geçirmenin etkisiyle kaçınılmazdır. Biz buna farkında olmadan huy kapma, bir davranışı edinme diyoruz. Demek ki bizi büyütenler, yetiştiren ve eğitenlerin günlük hayattaki davranış kalıpları, tutumları, konuşmaları bize de geçer.