Bu yazımızda “Çocukluk“ adlı şiiri hikâye türünde kurgulayarak yazınız. Daha sonra yazdıklarınızı gözden geçirip anlam bütünlüğünü bozan ifadeleri düzeltiniz hakkında kısaca bahsedeceğiz.
Çocukluğumda tahtadan yaptırdığım bir atım vardı. Onula sofradan kalkar kalkmaz hemen oynamak koşardım. Annem ve babam içeride otururdu. Ben de potinlerimi giyer, evimizin önünde tahta atımla oynardım. Çocukluğum çok güzel geçti. Bir köyde yaşıyordum. Akşamları her taraf zifiri karanlık olurdu. Mahalledeki diğer çocuklarla bir arya gelir kendi imkanlarımızla yaptığımız oyuncaklarımızla birlikte güzle ve eğlenceli vakitler geçirirdik.
Sonra babam şehre taşınmak istedi. Ben o yaşlarda henüz ne olduğunu tam anlamıyordum. Şehre karşı içimde bir heves vardı. Büyük büyük binalar, asfalt yollar, parklar, kalabalık caddeler ilgimi çekerdi. İlk başlarda bu karara sevindir. Ancak bunun böyle olmadığını şehre taşındıktan sonra üzülerek fark ettim. Şehre taşındık. İlk günler alışma dönemiydi benim için. Sonra baktım ki burada köydeki samimiyet, tertemiz arkadaşlıklar yok. Herkes eve kapanmış gibi yaşıyor. Sokağa, caddeye her zaman çıkamıyoruz. Ben köyde özgürce gezer, eğlenirdim. Trafik yoktu. Gürültü desen hiç yoktu. Yani köy hayatı benim en güzel yıllarımı geçirdiğim günlermiş. Hatta çocukluğumun köyde geçmesi çok büyük bir şansmış. Babam ban istediğim her şeyi alıyor, ayakkabılarımı yeniledik ama eski potinlerimin havası bir başkaymış.
Köyde eski ve tek katlı bir evimiz vardı. İçi huzur doluydu. Sofamız genişti ve tam da benim oyun alanım için uygundu. Arkadaşım arda ile orada ne güzel günlerim geçti. Üşüdüğümde sobanın yanına oturur ne güzel ısınırdım. Şimdi içim acıyarak bunları anlatıyorum. Geriye baktığımda çocukluğum bir daha gelmez diyorum. Her şey eskide kalmış. Burada daha rahat koşullarda yaşıyorum ama aklım hala köydeki çocukluğumda kaldı. Her gece o zamanlardaki halim gözümün önüne geliyor.